İlk anda kapitalizme karşı ekonomik bir reaksiyon olarak doğup daha sonra bir hayat tarzı , yaşam biçimi (din) haline gelmiş devrimci bir ideolojidir. Kurucuları tarihin en büyük kahini, falcısı olan ( insanlık tarihinin en büyük kehanetinde bulunup, binlerce yıllık geleceği okuyup, insanlığın kapitalizmden komünizme geçip, geleceğin dinsiz, özel mülkiyetsiz, sınıfsız bir toplum alacağını ileri süren ) Karl Marx ile F. Engels’tir
Marx, ezilen işçi sınıfının öncelikle batı Avrupa’da ( İngiltere, Fransa, Almanya …) ihtilal ile üretim amaçlarını ele geçirip , iktidara geleceğini savunurken ilk yanlış kehanetinin ortaya çıkması işin 1917 yılına gelinmesi gerekmektedir. 1917 Şubat ihtilali Rusya’da kapitalizmin kötü yüzünü görüp ayaklanması teorisine dayanan işçi eylemleri yerine çarlığa karşı ayaklanan ihtilalcilerin, kapitalizm dönemini yaşamadan toplu ayaklanması ile Rusya’da başlar. ( günümüzde komünizm taraftarları Rusya’da komünizm çöküşünün, bu aşamadan, kapitalizm aşamasından geçilmeden ihtilal yapılmasına bağlamaktadırlar…). Komünizm adının geçtiği her yerde olduğu gibi Paris komünü, Rus ihtilali … her ihtilal provasında binlerce insan öldürülür. Rus ihtilalinde de 15 milyon insanın katlettiği ileri sürülmektedir.
Böylece ilk devrim batı Avrupa’da değil ( her konuda olduğu gibi bu konuda da) Marx’ın tahminlerinin dışında bir ülkede, Rusya’da olur.
Rus ihtilali lideri Wlademir İlyiç Lenin hakkında, hayatının son dönemlerinde Stalin tarafından tutsak gibi bir özel bakımhanede tutulurken bağırarak, çıldırarak ölmesi dışında bildiğimiz Marx‘ın bilimsel sosyalizmini günün şartlarına göre yorumlayıp, burjuvazinın (zengin zümrenin) iktidarı yerine ploreteryanın ( emek sarf eden sınıfın) mücadelesini ve sosyalist toplumun oluşması için teorilerini ileri sürdüğüdür.
Lenin’den sonra Stalin Rusya’nın başına geçer. Rakiplerini çeşitli hilelerle öldürtür ( başta Troçki olmak üzere, Leninin yakın dostu Zinoviev ve Kamenev… Kendine sadık olan Pavel, Yakovlev, Rikov, Leninin sağ kolu Buharin, Sirtsov , yakın dostu Lominadze, Petrovski, Demçenko, Kossior, Eikhe, kayın biraderi Redens, Lomov, Kiril Kin, Basulin, Treivas, yakın arkadaşı Sergo, Stalinci Kossior … gibi). 1938 yazında, bir yıl önceki 86 kişilik merkez komüteden sadece 3 kişi sağ kalmıştı. 1934 merkez komitesinin üçte ikisi kurşuna dizilmişti. Parti üyesi bir milyon , üye olmayan 7 milyon kişi tutuklanmıştı…
Stalin iktidara gelince Lenin adını silmeye, kendini çok okuyan kültürlü biri gibi göstermeye çalışır. Leninin karısı Nadezda’yı kötüleyen, yemekte dosta sohbet ettiği kişileri az sonra tutukladan ( Yakovlev gibi…) iyi bir örgütçü fakat hileçi, despot, açımasız yalnız kalmaktan nefret edip bunalan, doğuştan vahşi yaratışlı (danstan yorulmuş kızını dansa davet edip “yoruldum” cevabı üzerine eli ile saçlarını kavrayıp çeke çeke salonun ortasına getirmesi … gibi) kızı Suetlanka’nın ülkesinden kaçıp ABD’ye iltica ettirecek kadar soğuk, duygusuz. Kimseye güvenmeyen, iyi içki içen, hayatının sonlarına doğru hafızası zayıflayan, tek korktuğu kişi olan kendisinden sonra casuslukla suçlanan Beria’dan aşırı çekinen, yanlış kollektif-leşme politikaları ile (1928- 1933) tüm rusyadaki tarım ve hayvancılığın yarı yarıya azalıp, milyonlarca Rusun açlıktan ölmesini özellikle Ukrayna’da yamyamlık olaylarının görülmesine sebep olan, halka baskı ve takip uygulayan başına sansür, işçiyi sarhoş, köylüyü aç bırakan, politbüroyu rantçıların merkezi yapan Stalin, hayatının son zamanlarında felç olur, 1953 yılında olur.
Stalin’den sonraki sosyalist Rusya’nın tarihinin tek şansı olan Krusçev, Rusya’nın lideri olur. Her yönü ile ülkede bir reforma girişir. Fakat, Kruşcev’den sonra ülke yeniden Stalinizm çizgisine döner ve 1991 yılında sosyalizm – komünizm Rusya’da çöker.
Marxist- leninist çizgi dışında birde Maoist bir çizgi Çinde ortaya çıkar. İhtilalin ilk yıllarında sosyalist Rusya ile arası iyi olan Mao liderliğindeki sosyalist Çin, zamanla aralarındaki köprüleri atar. Mao Ze Dung ikinci Lenin rölünü oynar ve Rus komünizmini beğenmeyenlere ikinci bir alternatif sunar: Maoizm ve küçük kırmızı kitabı…
Moskova- Leninizm : Tarihi mücadele, sosyalizmle kapitalizm arasındadır ve emperyalizmi (sömürüyü) sosyalist ülkeler ( ve onların lideri (!) Rusya) ve batının ploreteryası ( emekçi – işçi sınıfı…) yenecek görüşünü ileri sürer.
Pekin – Maoizm : Tarihi mücadeleyi işçi sınıfı değil milli bağımsız hareketler kazanacak ( köylü – işçi – tüm milli sınıflar , kendi ülkelerini sosyalist yapacak) ve devrim batı ülkelerinde değil. (Çünkü batı ülkelerindeki sosyalist hareketi Rusya yönlendirmekte idi..) Asya , Afrika, Latin Amerika’da… olacaktır.
Sorunda birleşen iki akım ( Leninizm , Maoizm) çözümde ayrılır ve birbirlerine düşman hale gelirler.
Sosyalist bir gözle bakıldığında, sonunca Leninizm’den bir adım daha önde olan maoizim, Leninistlerince, Leninizm’e karşı kapitalist sistemlerce çıkarılmış sosyalist hareketin önüne çekilen bir set olarak görünür.
Yazının devamını oku »