BBC İslam

İman etmeden mücadele edilemez mücadele etmeden de iman etmiş olunmaz.

Posts Tagged ‘yazı’

Usame B. Laden ;”Pakistanda ki Kardeşlerimize Mesaj”

Posted by bbcislam Temmuz 15, 2009

usame

 

“Pakistanda ki Kardeşlerimize Mesaj”

Fitne Kalmayıncaya ve Din, Yalnızca Allah’a Ait Oluncaya Kadar Onlarla Savaşın

Hamd, ancak Allah içindir, O’na hamdeder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve kötü amellerimizden O’na sığınırız. Allah kimi hidayete erdirirse onu saptıracak yoktur, kimi de saptırırsa onu hidayete erdirecek yoktur.
Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet ederim. O, tektir ve ortağı yoktur. Ve şehadet ederim ki, Muhammed O’nun kulu ve Rasûlüdür. Yazının devamını oku »

Posted in ÖZEL HABERLER, HABERLER, MAKALELER | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , | 2 Comments »

Seyyid Musâb “Adın Müslüman”

Posted by bbcislam Temmuz 12, 2009

yazar

Adın Müslüman

 Hamd  alemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur.Salat ve selam Hz. Muhammed’e,ailesine,ashabına ve onlara uyanlara olsun.

Muhammedi olmak evet Muhammedi olmak işte meselenin aslı tam olarak burada gizlidir.Muhammedi olmak darun  nedvenin adamı Ömer’i Hz. Ömer yapmaktır.Habeşli bir köleyi özgürlük savaşçısı yapmaktır.Zayıf,kısa bir adamı kahraman yapmaktır.Ayyaşları,hırsızları dava adamı yapmaktır.Son tahlilde Muhammedi olmak bunları başarabilmektir.

     Ve unutma adın Müslüman… Yazının devamını oku »

Posted in Seyyid Musâb(Yazar) | Etiketler: , , , , , , , , | 2 Comments »

Feyzullah Birışık”İslama Davet Etmek Zorunda mıyım?”

Posted by bbcislam Temmuz 10, 2009


Feyzullah Birışık
feyzullahpolen@hotmail.com

İslama Davet Etmek Zorunda mıyım?

‘ Namaz kılmak zorunda mıyım?’ sorusuna bulduğum net bir cevaptan sonra namaza başlamıştım… İkna olmadıktan sonra zorlamalarla, tehditlerle ya da hatır gönül için kılınacak bir namaz zaten uzun soluklu olmayacaktı… Davet hayatımın, ömrümün sonuna kadar artan bir tempoyla devam edebilmesi için ‘Niçin davet etmem gerekir?’ sorusuna ikna edici cevaplar bulmam lazımdı… Yaklaşık on iki yıldır hiç aksatmadan namaz kılmış olmam( uyku-unutmalar hariç ), namaz konusunda ikna olduğuma delildir… Aynı şekilde davet konusunda da ikna olmam lazımdı… Yazının devamını oku »

Posted in ÖZEL HABERLER, FEYZULLAH BİRIŞIK(Yazar), MAKALELER | Etiketler: , , , , , , , , , | 1 Comment »

BBC İslam Ailesine Bir Yazar Daha Eklendi ‘ Seyyid Musâb’

Posted by bbcislam Temmuz 9, 2009

seyyid

Seyyid Musab

İnternet Ortamında İlk defa Yazı yazacak ve buda bizim siteye nasip oldu Rabbimizden Hayırlı olmasını Dileriz.

BBC İslam Ailesi …..

Posted in Seyyid Musâb(Yazar) | Etiketler: , , , , , , , | Leave a Comment »

Hediye Ninenin Anlattıkları !!!

Posted by bbcislam Haziran 25, 2009

nine

hediye nine1920’lilerde bu ülke halkına reva görülen zorunlu göçler ve faşizan uygulamalar sonucunda yaşanan katliamlara nasıl yaklaşılması gerektiği görmezlikten geliniyor. İşte o dönemin son tanıklarından 90 yaşındaki Hediye Ninenin anlattıkları…

Şeyh Said’in yardımcılarından Aliye Feti’nin 1919 Diyarbakır Hani Doğumlu olan kızı Hediye Akyıldırım’ın yaşadıkları ise o dönemde Müslüman Kürt halkının maruz kaldığı insanlık dışı uygulamaları gözler önüne seriyor. Şeyh Said Kıyamında babasının ayaklanmaya katıldığı gerekçesiyle çok ağır işkencelerle katledildiğini anlatan asırlık Hediye nine, o günleri anlatırken sanki o acıları yeniden yaşıyormuşçasına gözyaşlarına hâkim olamıyordu.
500 kadın ve çocuk aylarca soğuk ve açlığa mahkûm edildik

Yazının devamını oku »

Posted in ÖZEL HABERLER, MAKALELER | Etiketler: , , , , , , , , , , , , | 3 Comments »

İnsanlar adeta hipnotize edilmiş gibi ……!!

Posted by bbcislam Haziran 18, 2009

asd

İnsanlar adeta hipnotize edilmiş gibi, trans halinde, yani: düşünmeyen, sorgulamayan başka şeylerin etkisindeler!!!

“Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Zira akletmezler. ” (Bakara 171)

Baktığında görmemek, söylenildiğinde duymamak farkında olmamaktır. Ve farkında olmamakta uyuyor olmaktır! Zira uyuyanlar, akıllarını kendi iradeleri doğrultusunda kullanamazlar. Halbuki uyanık olup, uyanmış olanlar; baktıklarında görecek, söylenildiğinde de işetecek ve bunun doğal sonucu olarak akıllarını kullanacaklardır… Yazının devamını oku »

Posted in ÖZEL HABERLER, MAKALELER | Etiketler: , , , , , , , , , , , | 3 Comments »

Zeynep Teyze ve Genç Kız

Posted by bbcislam Haziran 7, 2009

zeynep teyze

Genç kız, el aynasında makyajını kontrol etti; “Gayet iyi.”dedi. Güzelliğinden emindi. Çevresindeki erkeklerin pervane olmasından zaten biliyordu güzel olduğunu. Hayatın tadını çıkaran, rahat yaşayan biriydi.

Cep telefonu çaldığında, akşam arkadaşlarıyla hangi eğlence yerine gideceğine karar vermeye çalışıyordu. Telefondaki numaraya baktı, arayan annesiydi.
– Alo…kızım, nasılsın ?
– İyiyim anne. Ne oldu ?
– Sana bir sürprizim var.
– Sürpriz mi ?
– Evet. Çok eski bir arkadaşım, dostum şehrimize gelmiş…
– Eee kimmiş.
– Kim olduğu sürpriz. Fakat, onu senin almanı istiyorum.
– Ben mi ?
– Evet, senin iş yerine yakın olan parkı biliyormuş. Parka gitmesini ve seninle buluşmasını söyledim. Senin de parka gidip onu almanı istiyorum.
– Anne, ben böyle şeyleri sevmem, kendin halletsen.
Yazının devamını oku »

Posted in Uncategorized | Etiketler: , , , , , , , , , , | Leave a Comment »

Devrimci üsluptan totaliter gerçeğe: KEMALİZM

Posted by bbcislam Mayıs 31, 2009


‘Kemalizm nedir? sorusunun hâlâ net bir cevabı yok. Çünkü herkesin kendince bir tanımı var. Dinamizm ve dönüşüm temelli Kemalizm, yıllar içinde ‘tartışılamaz ve yegâne hakikati bulmuş’ bir dogma hâline geldi.

Devrimci üsluptan totaliter gerçeğe: KEMALİZM

Kemalizm ya da Atatürkçülük… “Türkiye Cumhuriyeti’ni var eden ve yaşamasını sağlayan mükemmel sistem”, “1930’ların dünyasından kalma, baskıcı rejim”, “Günümüz şartlarına göre yeniden tasarlanması gereken kurucu ideoloji”… Ve bunlar gibi onlarca tanım. Her birinde doğrular ve yanlışlar yan yana.

Birileri, başta laiklik, Cumhuriyet’in kazanımlarını ve Kemalizm’i yıkmak (!) istiyor, karşılarındakilerse bu değerleri sonuna kadar savunacağını(!) söylüyor. Ortalık karşı devrimciden, yobazdan, Batı uşağından, diktatör kafadan, elit zümreden, ulusalcıdan geçilmiyor. Zamanla azalması gereken ihtilaflar, aksine son yıllarda artıyor. Biri de çıkıp gerçek Kemalizm ya da Atatürkçülük nedir söyle(ye)miyor. Çünkü ‘gerçek’, herkesin ‘kendi’ yorumunda. Ölümünün 70. yıldönümünde Mustafa Kemal Atatürk ismi ve ideali etrafındaki çok sesliliğin gelişimini ve sebeplerini araştırdık ve tek soru sorduk: Kemalizm ya da Atatürkçülük nedir?
Yazının devamını oku »

Posted in ÖZEL HABERLER, MAKALELER | Etiketler: , , , , , , , , , , | Leave a Comment »

Darwinistler çaresizlikten perişan durumdalar !!!

Posted by bbcislam Mayıs 26, 2009

Vay garibanlar vay!

Darwinistler çaresizlikten perişan durumdalar. Tam gelişmiş soyu tükenmiş bir lemuru ara fosil olarak göstermeye kalktılar.

Dünyada yaşamış türlerin %90’ının soyu tükenmiştir. Lemurun ise 99 türü vardır. Ve bu 99 türün 16’sının soyu tükenmiştir. Yeni bulunan fosillerle de soyu tükenmiş lemur türlerinin sayısı artmaktadır. Pek çok tür ise tükenip kaybolmuştur.

Bulunan fosil Ida da soyu tükenip kaybolan lemur türlerinden biridir. Bu fosil, diğer bulunan soyu tükenmiş türler gibi hiçbir ara form özelliği göstermemektedir, mükemmel bir canlıdır. Bu da yaratılışa delildir. Yazının devamını oku »

Posted in ÖZEL HABERLER, MAKALELER, Uncategorized | Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | 2 Comments »

Fahişelik; Başarılı demokrasinin ilk işareti !

Posted by bbcislam Mayıs 13, 2009

“Fahişelik; Başarılı demokrasinin ilk işareti”
İslamonline sitesinde Afganistan’da Taliban iktidarının devrilmesinden sonra Kuzey İttifakı güçlerinin Kabil’i ele geçirip Batı destekli bir demokratik rejim kurmasından sonra, daha iyi bir yaşam beklentisiyle evine dönen Afgan kızı Fatma’nın hikayesi anlatıldı.

Hikayeyi Taliban’ın resmi sitesinden aynen iktibas ediyoruz:

O, iyi bir yaşam yerine bedenini satarak yaşamak ve ailesine bakmak zorunda kaldı. Kendisi “Başka bir yolum kalmadı” diyor. İran’dan döndükten sonra kendi memleketi Mezar-ı Şerif’te bir iş bulamadı. Sonuçta annesine, ikisi kız, üç kardeşine bakabilmek için çaresiz fahişelikten başka bir seçenek bulamadı. Fatma şimdi yüzü ağır şekilde boyalı olarak her gün müşteri bulmak için sokaklarda dolanıyor.

“Her gün erkenden kalkıyorum ve şehrin etrafında dolaşıyorum” diyor. “Müşterilerim beni durduruyor ve fiyat pazarlığından sonra götürüyor.”

Bağımsız bir organizasyon olan RAWA’ya göre, Taliban’ın devrildiği 2001 yılından beri fahişelik, muhafazakar bir ülke olan Afganistan’da oldukça yaygın bir hale geldi. Artık fahişelik, genelev işletmeciliğiyle ve muhabbet tellallığıyla birlikte resmi bir hale geldi.
Yazının devamını oku »

Posted in ÖZEL HABERLER, MAKALELER | Etiketler: , , , , , , , , , , , | Leave a Comment »

İSLAMİ DEVLET BİR ÜTOPYA DEĞİLDİR

Posted by bbcislam Mayıs 5, 2009

İslam şeriatına ( kurallarına ) göre yönetilen ve ideal devlet modelini hayata tatbik eden dönemler tarih .çerisinde hep var olmuştur.

İslami devlet bir ütopya , ideal ,hayal değil , tarih sahnesinde yer almış bir realite, hakikat ,gerçekler manzumesidir.Komünizm gibi tarihte hiç gerçekleşmemiş hayali bir dünya sistemi değildir islam dünya görüşü.

Tarihte Hz. Resul , Hz. Ebu bekir , Hz. ömer, Hz ömer b. Abdülaziz dönemlerinde ayrıca Selçuklu ve Osmanlı’ların belli dönemlerinde ideal İslam devleti , idealler dünyasından realiteler dünyasına geçmiş ve hayat ile yoğrularak dünyada uygulanabilirliğini ve üstünlüğünü ispat etmiştir.

Bir devlet başkanı , bir Cumhurbaşkanı düşünün ki halkla olan toplantısında halka eliyle sırası ile su dağıtıyor( Hz. Resul).Bir devlet başkanı ki halkı gece denetliyor ;aç-susuz bulunca kendi sırtında çuvalla un – yiyecek taşıyıp kapıya dek taşıp teslim ediyor , ayrıca değil rüşveti , “Fırat’taki ( devletin sınırındaki ) bir koyunu bile düşünebilen bir ideal devlet adamı ( Hz. Ömer) .

Bunu hangi halkçı (sosyalist ) lider yapmıştır ?

Bir yönetici düşünün ki yanlış verdiği bir karar sonucu haksız olarak cezalandırılan gayrimüslim bir mimarın hakkını İslam devletini kadısının koruyup padişah hakkında kısas kararı verip aynı cezayı padişah hakkında da verir de mimarın kendi hakkından feragat etmesi ile padişah kısas’tan kurtulur ( Fatih sultan Mehmet ). Dinin peygamberi bir hüküm için ; ” kızım bile olsa ona da aynı cezayı verirdim ” diye dedirtecek bir adalet anlayışı…BUNLARDAN DAHA BÜYÜK ” HUKUK’UN ÜSTÜNLÜĞÜNE , BAĞIMSIZ YARGIYA DELİL OLABİLİR Mİ… ? NEREDE UYGULANMIŞTIR !

Yazının devamını oku »

Posted in MAKALELER | Etiketler: , , , , , , | Leave a Comment »

Komünizm Nedir ?

Posted by bbcislam Mayıs 5, 2009


İlk anda kapitalizme karşı ekonomik bir reaksiyon olarak doğup daha sonra bir hayat tarzı , yaşam biçimi (din) haline gelmiş devrimci bir ideolojidir. Kurucuları tarihin en büyük kahini, falcısı olan ( insanlık tarihinin en büyük kehanetinde bulunup, binlerce yıllık geleceği okuyup, insanlığın kapitalizmden komünizme geçip, geleceğin dinsiz, özel mülkiyetsiz, sınıfsız bir toplum alacağını ileri süren ) Karl Marx ile F. Engels’tir

Marx, ezilen işçi sınıfının öncelikle batı Avrupa’da ( İngiltere, Fransa, Almanya …) ihtilal ile üretim amaçlarını ele geçirip , iktidara geleceğini savunurken ilk yanlış kehanetinin ortaya çıkması işin 1917 yılına gelinmesi gerekmektedir. 1917 Şubat ihtilali Rusya’da kapitalizmin kötü yüzünü görüp ayaklanması teorisine dayanan işçi eylemleri yerine çarlığa karşı ayaklanan ihtilalcilerin, kapitalizm dönemini yaşamadan toplu ayaklanması ile Rusya’da başlar. ( günümüzde komünizm taraftarları Rusya’da komünizm çöküşünün, bu aşamadan, kapitalizm aşamasından geçilmeden ihtilal yapılmasına bağlamaktadırlar…). Komünizm adının geçtiği her yerde olduğu gibi Paris komünü, Rus ihtilali … her ihtilal provasında binlerce insan öldürülür. Rus ihtilalinde de 15 milyon insanın katlettiği ileri sürülmektedir.

Böylece ilk devrim batı Avrupa’da değil ( her konuda olduğu gibi bu konuda da) Marx’ın tahminlerinin dışında bir ülkede, Rusya’da olur.

Rus ihtilali lideri Wlademir İlyiç Lenin hakkında, hayatının son dönemlerinde Stalin tarafından tutsak gibi bir özel bakımhanede tutulurken bağırarak, çıldırarak ölmesi dışında bildiğimiz Marx‘ın bilimsel sosyalizmini günün şartlarına göre yorumlayıp, burjuvazinın (zengin zümrenin) iktidarı yerine ploreteryanın ( emek sarf eden sınıfın) mücadelesini ve sosyalist toplumun oluşması için teorilerini ileri sürdüğüdür.

Lenin’den sonra Stalin Rusya’nın başına geçer. Rakiplerini çeşitli hilelerle öldürtür ( başta Troçki olmak üzere, Leninin yakın dostu Zinoviev ve Kamenev… Kendine sadık olan Pavel, Yakovlev, Rikov, Leninin sağ kolu Buharin, Sirtsov , yakın dostu Lominadze, Petrovski, Demçenko, Kossior, Eikhe, kayın biraderi Redens, Lomov, Kiril Kin, Basulin, Treivas, yakın arkadaşı Sergo, Stalinci Kossior … gibi). 1938 yazında, bir yıl önceki 86 kişilik merkez komüteden sadece 3 kişi sağ kalmıştı. 1934 merkez komitesinin üçte ikisi kurşuna dizilmişti. Parti üyesi bir milyon , üye olmayan 7 milyon kişi tutuklanmıştı…

Stalin iktidara gelince Lenin adını silmeye, kendini çok okuyan kültürlü biri gibi göstermeye çalışır. Leninin karısı Nadezda’yı kötüleyen, yemekte dosta sohbet ettiği kişileri az sonra tutukladan ( Yakovlev gibi…) iyi bir örgütçü fakat hileçi, despot, açımasız yalnız kalmaktan nefret edip bunalan, doğuştan vahşi yaratışlı (danstan yorulmuş kızını dansa davet edip “yoruldum” cevabı üzerine eli ile saçlarını kavrayıp çeke çeke salonun ortasına getirmesi … gibi) kızı Suetlanka’nın ülkesinden kaçıp ABD’ye iltica ettirecek kadar soğuk, duygusuz. Kimseye güvenmeyen, iyi içki içen, hayatının sonlarına doğru hafızası zayıflayan, tek korktuğu kişi olan kendisinden sonra casuslukla suçlanan Beria’dan aşırı çekinen, yanlış kollektif-leşme politikaları ile (1928- 1933) tüm rusyadaki tarım ve hayvancılığın yarı yarıya azalıp, milyonlarca Rusun açlıktan ölmesini özellikle Ukrayna’da yamyamlık olaylarının görülmesine sebep olan, halka baskı ve takip uygulayan başına sansür, işçiyi sarhoş, köylüyü aç bırakan, politbüroyu rantçıların merkezi yapan Stalin, hayatının son zamanlarında felç olur, 1953 yılında olur.

Stalin’den sonraki sosyalist Rusya’nın tarihinin tek şansı olan Krusçev, Rusya’nın lideri olur. Her yönü ile ülkede bir reforma girişir. Fakat, Kruşcev’den sonra ülke yeniden Stalinizm çizgisine döner ve 1991 yılında sosyalizm – komünizm Rusya’da çöker.

Marxist- leninist çizgi dışında birde Maoist bir çizgi Çinde ortaya çıkar. İhtilalin ilk yıllarında sosyalist Rusya ile arası iyi olan Mao liderliğindeki sosyalist Çin, zamanla aralarındaki köprüleri atar. Mao Ze Dung ikinci Lenin rölünü oynar ve Rus komünizmini beğenmeyenlere ikinci bir alternatif sunar: Maoizm ve küçük kırmızı kitabı…

Moskova- Leninizm : Tarihi mücadele, sosyalizmle kapitalizm arasındadır ve emperyalizmi (sömürüyü) sosyalist ülkeler ( ve onların lideri (!) Rusya) ve batının ploreteryası ( emekçi – işçi sınıfı…) yenecek görüşünü ileri sürer.

Pekin – Maoizm : Tarihi mücadeleyi işçi sınıfı değil milli bağımsız hareketler kazanacak ( köylü – işçi – tüm milli sınıflar , kendi ülkelerini sosyalist yapacak) ve devrim batı ülkelerinde değil. (Çünkü batı ülkelerindeki sosyalist hareketi Rusya yönlendirmekte idi..) Asya , Afrika, Latin Amerika’da… olacaktır.

Sorunda birleşen iki akım ( Leninizm , Maoizm) çözümde ayrılır ve birbirlerine düşman hale gelirler.

Sosyalist bir gözle bakıldığında, sonunca Leninizm’den bir adım daha önde olan maoizim, Leninistlerince, Leninizm’e karşı kapitalist sistemlerce çıkarılmış sosyalist hareketin önüne çekilen bir set olarak görünür.
Yazının devamını oku »

Posted in MAKALELER | Etiketler: , , , , , , , , , , , | Leave a Comment »